-
1 iman
iman [iːmɑːn] (-e) Glaube m (an A); Annahme f des Islams; feste(r) Glaube;-e iman etmek glauben (an A);iman getirmek den Islam annehmen;iman sahibi Gläubige(r);iman tahtası fam Brust f, Busen m;imana gelmek den Islam annehmen; fig Vernunft annehmen;-i imana getirmek jemanden zum Islam bekehren; jemanden zur Vernunft bringen;-in imanı gevremek fam sich ganz kaputtmachen (-den mit D);imanı yok herzlos, grausam; nieder mit ihm!;imanım fam mein Lieber, mein Bester!; du lieber Himmel!;imanına kadar bis zum Rande voll;imanına kadar dolu gerammelt voll;-in imanını gevretmek jemandem den Rest geben -
2 açlık
\açlık çekmek Hunger leiden\açlıktan ölmek vor Hunger sterbenaçlığı öldürmek den Hunger stillenaçlığını gidermek seinen Hunger stillen\açlık çekmek in Armut leben -
3 iman
См. также в других словарях:
imanı gevremek — tkz. (imanı) çok yorulmak veya sıkıntı çekmek Ben bu devreyi geçirinceye kadar imanım gevremiştir. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
açlıktan imanı gevremek — çok acıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
iman — is., din b., Ar. īmān 1) İnanç 2) mec. Güçlü inanç, inan Kalpleri vatan aşkı ve imanı ile doluydu. H. C. Yalçın Birleşik Sözler iman sahibi iman tahtası Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller iman etmek iman getirmek imana gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
açlık — is., ğı 1) Aç olma durumu Havada güzel güzel dönen bu kuşun, açlıkla, bu yılana saldıracağını hiç düşünmemiştim. M. Ş. Esendal 2) Kıtlık 3) mec. Aşırı istek içinde bulunma İki arkadaş görülmemiş bir okuma açlığı içinde durmadan okuyordu. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük